parasol'e özel arama kutusu

7.12.09

iş seyahatiii, bırak peşimiiii

hay yarrrabbim sen ne muzursun!! yahu kendimi bildim bileli sürekli yolculuk halindeyim. 11 yaşında yatılı okula gönderilen küçücük ben, cuma günleri servise bin izmir'den aliağa'ya git, pazar günleri ağlaya zırlaya aynı servise bin izmir'e git, üniversite'de yatılı oku, bir süre haftasonları  istanbul'dan izmit'e taşınan ailemin yanına git(ama bu sefer ağlama), sonra bir süre tekrar izmir'e geri dönen ailemin yanına ayda 1-2 kez git, sonra geri dön, istanbul'da çalışmaya başlayınca paso ama paso iş sehayati yapılan bir işin olsun, sonra diğer işlerinde nispeten daha az seyahat eden ama yine de diğer insanlara göre daha fazla seyahati olan işler bul... oooof da ooffff.. şimdi de izmir deyim. işin daha da komik tarafı hani o ağlaya zırlaya geldiğim okulumdayım. çünkü okulum ile ilgili bir yerde çalışıyorum. ama artık sıkıldım. sabahın köründe gözleri kan çanağı olmuş taksi şöforleri, havalimanında kolye-bilezik- kemer- lap top çıkarma törenleri, kötü ama pahalı kahveler, uçağa biniş kuyruğu, iniş kuyruğu, domuz gribi havada asılı mı acaba endişesi, bagajı merakla bekleme durumu, harıl harıl çalışıp akşam pestil gibi kendini otele atma durumu, otelin yemeklerini odada yerken tv karşısında mıhlanma durumu... durumu da durumu..... 

yani tanrım, ben gezmeyi seviyorum diye bana bi kıyak mı geçmeye çalıştın? gezmeyi seviyorum diye bana aklınca komik şakalar mı yaptın? naaptın allasen, neden ben??? zaten biliyorum bu günlerde aramız pek iyi değil, sevmiyosun beni ama bak belki yıldızımız barışır, bir dene, beni sevmeye çalış, sürekli istemediğim ve hoşuma gitmeyen şeylerin arka arkaya yuvarlanmasına bir son ver, ne dersin? bunun karşılığnda ben ne mi yapıcam?? eğil de kulağına söyliyeyim...

2 comments:

FUNdy said...

evladim Tanri ile kul arasına kimse girmezmiş...açık açık söyle...çok uzun boyludur kendisi eğilemez...

indis said...

o zaman burada söyleyemem di mi, bir sefil blog aracılığı ile??? gece yatarken söyliycem :)