parasol'e özel arama kutusu

11.6.10

"özgür kız modeli bize sökmez" durumları

ikili ilişkilerde bir gariplik var. nasıl mı? erkeklerin lehine bir gariplik... hangi konuda mı? arkadaşlar konusunda... genelde bir çiftin erkek tarafının arkadaşları ile her türlü vakit geçirilirken, kız tarafının arkadaşları ile ya çift olarak vakit geçirilmiyor ya da kızlar tekil olarak kendi arkadaşları ile vakit geçiriyor. sonra da allah muhafaza çift olma durumu biterse kız tarafı sap gibi kalıyor, zira kendisi arkadaşlarını boşlamış oluyor ve tekrar onlara geri dönmesi de sorun yaratabiliyor. bu durumu eleştiriyor muyum? evet ama kendimi de içine alarak. nedense kızlar daha çok prensiplerinden vaz geçerken maaşallah erkekler pek de bir şeylerden vaz geçmiyor. hatta hiç maç izlemeyen kızlar kendilerini biralı, cipsli, bol küfürlü maç ortamlarında ya da hiç ilgilenmedikleri playstation partilerinin ortasında bulabiliyorlar. bunun yanında kızların alışveriş turları, akşamları dizi seyretme ritüelleri eskisi gibi tekil şekilde sürüp gidiyor. bir de şöyle bir durum var ki o da beni benden alıyor. bazı kızlar arkadaşları ile program yapmak için sevgililerinin iş seyahatine çıkmasını ya da başka birileri ile program yapmasını bekliyorlar!

galiba bu durum, annelerimizin zamanında iki çiftin araba yolculuğu yapacağı zamanlarda öne annemizin değil de diğer amcanın oturması kültürünün devamı. yani bence benziyor. 

velhasıl ben size söyliyeyim, kızlar posta koyamıyor! ben bu duruma gıcığım ama özgür ruhlu kızı oynarsanız da çoğu zaman suçlu taraf siz oluyorsunuz. ikili ilişkiler her şekilde zor, ama bir de ayak uydurmaya çalışırken diğer insanlar ile ilişkileri dengeli bir şekilde yürütmeye çalışmak daha bir zor. 

keşke ve keşke bu dünyanın düzeni- özellikle de kadınxerkek, aile, evlilik, çocukluluk, ahlak, onur, gurur meseleri-  sil baştan kurulsaydı, bakın o  zaman herşey nasılda farklı olurdu!

kızın notu 1: bu benim genel bir tespitim olup kimsenin üzerine alınması gerekmemektedir!

kızın notu 2: bu bahsettiğim durum karşısında çoğu dişi "ee kimse beni zorlamıyor, ben kendim yapıyorum" (mesela ben) diyordur ki ben de bundan korkuyorum, acaba bu biz de içgüdüsel mi? allahım noolur ööyle olmasın!

9.6.10

zayıflıklarımın bir üstesinden gelsem, her şey süper olacak!!

dün posta kutuma bir mail düştü astrology.com'dan. aslında bu mektup her gün düşüyor amma ben pek ilgilenmiyorum. neyse "doğum günüm yaklaşıyor, bakalım bu astro center bana ne diyo" dedim, gelen mektuba baktım. amanın iyi ki de bakmışım, meğersem jupiter uranus ile birleşmiyomuymuş... ya ben bunu görmeseydim, ya ben bu mesajı açmasaydım halim ne olurdu?? mail diyo ki "your time is now!!" yani gün benim günüm sevgili dünyalılar, bu aralar yaptım yaptım, yapamadım burada kaldım!! neyi mi?? işimi değiştirmeyiiiiiiiiii. vallahi de çok inanasım geldi ziraaa iş yerinde "pat" diye patlayasım var. demek ki her işte bir hayır var. benim istediğim işi yapmak, yeni girişimlerde bulunmak için gezegenlerin durumu çok müsaitmiş ve ben bunu tesadüfen öğreniyorum. acaba uranüs'e mi taşınsam jüpiter'e mi? oralardaki iş imkanlarını bilen varsa bi zahmet bana söylesin. öyle kolay değil, buradaki işi bırakıcam, evi kapatıcam, sırt çantasını hazırlıycam jüpiter'e yerleşicem!! 

velhasıl astro raporumun devamında zayıflıklarımı yenersem harika bir insan olacağım yazıyor! umarsızlık, uçarılık, sorumluluk alma korkusu. yahu allahaşkına eğer ben bunların hepsini bu bünyede taşıyor isem vay halime. ben iflah olmam sevgili gezegen sakinleri, jüpüter, uranüs, satürn ayağıma gelse ben yine de olduğum yerde kalakalırım alimallah.

not: o kadar canım sıkkın, o kadar canım sıkkın ki dünyanın kenarından atlayasım var. ne dinlesem iyi gelir diye düşünüyorum vallahi de aklıma bir şey gelmiyor!! puffff.

7.6.10

ŞAŞKINIM! bir succulent+ bir saksı+ bir karga

bu fotoğrafa bakıp şaşırabilirsiniz, nasıl oluyor da oluyor diyebilirsiniz ama artık yaz ortasında kış yağmuru yağdığında şaşırmazsınız, çünkü içinde yaşadığımız zamanlarda hiçbirşey bizi şaşırtmıyor diyebilirsiniz ama eğer ki balkonunuzdan bir saksı yok olursa ne yaparsınız? ben çok şaşırırım! ofiste çok sevdiğim bir kişi bana küçük bir toprak saksıda succulent denen ve  benim de çok beğendiğim bitkilerden verdi. ben de gittim onu zemin+3. kattaki balkonuma koydum. sonra hafta sonu çiçekleri sulamak için balkona çıktım, bir de ne göreyim. yani bir de ne görmeyeyim. saksı yok!!!! bahçeye baktım, saksı yok!! bildiğiniz "yok" ! önce ufak çaplı bir ürperme yaşadım. "sonunda geldiler!! beni de buldular" dedim. sonra "kızım kendine gel hiçbir şey durup dururken yok olmaz" dedim. sizce saksım nerede? bence kargalar aldı! edepsiz, sevimsiz, cazgır, çikin kargalar, küçücük, minicik, şekercik saksımı alıp ağaç evlerinde dekor malzemesi yaptı! düşünün bir kere, siyah bir karga, gagasında succulentlar olan toprak biR saksı ile uçuyor!! işte şaşı bak şaşır buna derler!!
not: yaa hani kargalar peynir yerdi? hani kargalar budalaydı?? kandırmışlar bizi çocukken. kargalar şimdi ağaç evlerini süslemek için  için elalemin balkonundan bitki alışverişi yapıyor huuuu, uyanın, eğer hiç bir şey içn hakkımızı savunamıyorsak da kargalara karşı bitki hakkımızı savunmanın zamanı geldi!!