eğer "sosyal ağ"lara takılıyorsanız fark etmişsinizdir, hani böyle tuhaf tipler var. herşeyi biliyorlar. müziği biliyorlar, modayı biliyorlar. yazmayı biliyorlar, çizmeyi biliyorlar, restoranları-barları-sinemaları-her yeri ama her yeri biliyorlar ve sanki bu olabilirmiş gibi -kendilerine duydukları sonsuz özgüven sayesinde- çatır çatır gözümüzün önünde ahkam kesip duruyorlar. hadi diyelim ki bu hobisel bir durum, mesela ben de var böyle bir şi, kendi kendine takılırsın. bunlar öyle de değil her yerde bilirkişi olarak kendilerini burnumuza sokuyorlar.
parasol'e özel arama kutusu
11.2.11
haz etmediğim bazı tipler...
10.2.11
haberleri duydunuz mu??
allahım allahım bahar ve yaz geldikçe ortalık hareketlenmeye başlıyor. bugün aldığım ve twitter da da paylaştığım bazı bilgilere göre avea müzik günleri türünden bir organizasyon çerçevesinde;
Avea Escape To Music
25 Şubat 2011 ARID Ghetto
26 Mart 2011 UNKLE Refresh the Venue
30 Nisan 2011 ECHO & THE BUNNYMEN Ghetto
20 Mayıs 2011 THE CHARLATANS Ghetto
23 Şubat 2011 Luz Casal Aya İrini
12 Mart 2011 Ara Dinkjian Quartet Aya İrini
20 Nisan 2011 Kayhan Kalhor & Erdal Erzincan Aya İrini
13 Mayıs 2011 Ömer Faruk Tekbilek Aya İrini
21 Mayıs 2011 Marianne Faithfull Aya İrini
böyle bir program var. bence harika özellikle "escape to music" grubu harika, sabırsızlıkla bekleyeceğim :() ancak ve ancak yani marianne faithfull sıradışı konserlere yanlışlıkla mı girdi ya da neden girdi?? marianne faithful the charlatans'dan daha mı sıradışı?? işte bu sorulara cevap bulamadım ama yine de harika demek istiyorum. ahh bir de havalar ısınsa, günler uzasa, insanlar buna inansa, hayat bayram olsaa!!
9.2.11
bilgi küpü
sık sık yüksek sesle ya da içimden şunu tekrar ediyorum "iyi ki doğuş grubu var da bizim hayatlarımız da sıkıcı olmaktan kurtuluyor". doğuş grubu tabiiki türkiye'nin kapitalist sistemi içinde yer alan büyük bir güçtür ama burası beni ilgilendirmiyor. beni ilgilendiren tarafı kültür ve sanata kattıkları. hergün neredeyse 24 saat dinlediğim radyo kanalı radyo eksen, garanti caz yeşili projesi kapsamında verdiği konser sponsorlukları, ntv, cnbce, e2 ve ntv yayınları. hepsini de çok çok takip ediyorum, çok da seviyorum. bunların alternatif hayatlara renk katan mecralar olduğunu düşünüyorum.
en son ntv yayınlarından bilgi küpü adı altında bir ansiklopedi çıktı. bildiğiniz çocukluğumuzun ansiklopedileri gibi, ama tasarımı daha güzel, konular 21.yy konuları.. bu aralar elimden düşürmüyorum- bilgi küpünü karıştırmayı çok seviyorum. kitapçılarda değeri 50 tl ama internetten daha da ucuza temin edilebiliyor. tavsiye ederim. edinin sevinin :)
8.2.11
haftasonu konser haberleri
uzun zamandır bir çok konsere gitmek isteyip gidemiyordum ama şeytanın bacağını geçtiğimiz hafta sonu kırdım. hem de ne kırma; cumartesi akşamı isobel campbell & mark lanegan konseri, pazar akşamı hindi zahra...
isobel campbell & mark lanegan konserinden başlayayım... öncelikle ben salon iksv'ye ilk kez gidiyorum ve bence çok güzel bir mekan. hem bina müthiş, hem içerideki iki oda adlı cafe harika (dekorasyonu), hem konser mekanı güzel... velhasıl şartlar güzel bir konser dinlemek için gayet uygun... konser salonuna girdiğimde şaşırdım aslında çünkü beklemediğim bir kalabalık vardı. hatta alt kat o kadar doluydu ki bizi balkona yönlendirdiler. sahneye gelince; zıtların tuhaf uyumu desek yeridir!! hem de her bakımdan... magazinsel olarak, isobel kırmızı siyah koca koca çiçekli mark's & spencer türü bir elbisesi giymiş, altına gri yün çorap, altına yeşilimsi öğretmen ayakkabıları!!! tam bir ingiliz banliyö stylaaa!! öte yandan mark lanegan kombat bir pantolon ve yeşil bir gömlek, hafif uzun saçları ile karizmasını bozacak yanlış hareket yapmamış. magazini geçersek de tamamen iki farklı ses bir araya gelmiş ve harika bir uyum yakalamış diyebiliriz. tüm konser boyunca bize tatlı tatlı şarkılarını söylediler, hiçbir aykırılık ya da sürpriz olmadı. seyirciyi de tebrik etmek lazım. akıllı uslu hemen hemen sessiz sedasız durdular ve karşısındakileri hipnotize eden bu ikiliyi dinlediler. çıkışta ben cd almaya karar verdim. londra hayranıyım ya union chapel konserlerinden bir cd aldım, o sırada cd satan kızın yanına pat diye mark lanegan oturmaz mı!! hemen fırsat bu fırsat biletlerimizi ve cd'mi imzalattım. yakından biraz daha çipildi ama yine de karizma karizmaydı doğrusu. sonrasında mutlu mesut konserden ayrılmış bulundum.
gelelim hindi zahra konserine. hindi zahra'yı dinlemeye başlayalı öyle çok uzun zaman olmadı ama kendisini kısa süre içinde bol bol dinledim çünkü çok güzel, çok yalın, çok huzurlu, çok hınzır, çok eklektik!! bence herkesin de dinleyebileceği bir müzik yapıyor. pazar akşamı konser vakti geldiğinde ki bu 8 30 du biz babylon'dan içeri girdik ama maalesef konser 40 dk rötar yaptı!! biraz kızdık tabii ama hindi sahneye çıkınca herşeyi unuttuk. akdenizlilik insanın kanında olunca herşey değişiyor gerçekten. hem sıcak, hem çok güzel, hem sesi müthiş, hem ingilizce söylüyor, hem morokkoca ?? söylüyor, hem arapça söylüyor, hem mütevazi, hem de göbek atıyor, hem çılgın, hem seksi, alkışlara çok seviniyor, bol bol teşekkür ediyor. ekibi de çok iyi döktürdükçe döktürüyorlar. diyeceğim o ki bir daha geldiğinde bir daha giderim. çok keyif aldım, çok kıskandım. insanın sesi bu kadar mı güzel olur???
işte böyle sevgili dünyalılar. önümüzde daha neler neler var. bir kere yaz var. yavaş yavaş geliyor. kendini bize belli ediyooooooooooooooor.
Subscribe to:
Posts (Atom)