evet sevgili dünyalılar, bir pazartesi gününün daha kucağına atlamış bulunuyoruz. ama bunun konu ile hiç alakası yok. konu şu ki bir yılda garantisi olan 4 gün vardır. bunlardan 1'i üzüleceğimin garanti olduğu, diğer 3'ü de sevineceğimin garanti olduğu günlerdir. önce kötü sonra iyi;
üzüntü garantili gün: yani bu yıl için dün... gmt'nin bize oynadığı kalleş oyun. yani saatlerin kış sezonunda geri alınması olayı! her yıl bu gün geldiğinde garantili olarak üzülüyorum. dün saat 5 buçukta hava karardı. yakında daha da erken kararacak. işten karanlıkta çıkacağız. bu da beni çok üzücek, mahvedicek! sevglii gmt, acaba biz başka bir yerlerden tasarruf edeceğmize söz versek, sen de bu uygulamayı teşvik etmekten vaz geçer misin? mesela giyeceklerimizi akşamdan hazırlayıp, sabahları karanlıkta giyineceğimize söz versek. haftada bir kez çamasır, bir kez bulaşık yıkayacağız desek. ya noooolur yaa, moralim bozuluyo feciii şekilde!
mutluluk grantili 3 gün: bu günlerden bir tanesi "üzüntü garantili"'nin tam tersi... yani yaz geldiğinde saatleri ileri aldığımız gün. ohhhhh en güzel gün. hayatımızın aydınlandığı gün. yazın habercisi gün. cici gün! diğer iki gün ise gs- fb maçının olduğu iki gün. ohhh etraf sessiz. sokakta, trafikte kimse yok. alışverişe mi gidiceeniz çat gidin, köprüler arası mı geçiceeniz, çat geçin, yürüyüş mü yapıcaanız, çat zig zag çize çize yürüyün.
işte bu saçmalık da böyle bitti. diyeceğim şudur ki gmt olmasa şu saatler ile oynaştığımız iki gün otomatik olarak ortadan kalkar ve bizimde ruhsal dalgalanmalarımız engellenir. maçlara gelince onlar toplumsal yaradır ve yıldan yıla kangren olmaya doğru gitmektedir, peh ve de yuuuuh.