parasol'e özel arama kutusu

30.4.09

BALKONLU EV OLMAZSA OLMAZ

hemen hemen tüm çocukluk ve gençlik hayatım bir tatil köyü havası içinde (aliağa petkim lojmanları) geçtiği için, oradan ayrıldıktan sonra da temiz hava, çiçek- böcek, deniz sevgimi her fırsatta değerlendirmeye çalışıyorum. yani öyle aman şehir dışına gideyim orada yaşayayım gibi ideallerim yok, şehiri çok seviyorum ama doğayı da seviyorum. zaten çok fazla beton ve hava kirliliği ve diğer çeşitli kirlilikler içinde yaşarken, doğaya kucak açma arzumu balkonumda tatmin etmeye çalışıyorum. balkonsuz bir hayat düşünmek istemiyorum. çok şanslıyım ki istanbul koşullarına göre oldukça geniş ve yeşilliğe, kocaman ağaçlara bakan bir balkonum var. bir de çiçeklerimi, süslerimi minderlerimi çıkardım mıydı balkonum çok güzel bir mekan haline geliyor. ondan sonra artık kahvaltılar akşam yemekleri balkonda yeniyor. yazın en zevkli kısmı da bu oluyor. bence belediyeler kampanya başlatmalı ve her eve saksı ve sardunya vermeli ve tüm evler balkonlarına ya da pencere kenarlarına renkli saksılarda sardunya koymalı. bakın o zaman çirkin betonlar nasıl renklenip güzelleşir. eyyyy belediye sesime kulak ver, lale yerine sardunya ya geel ...
(bu lale işine ne paralar harcanıyor acaba, sopa gibi dikiyorlar iki güne harap oluyor lalecikler)

29.4.09

CERRRRRRRRRRAAAAH

evet bildiğiniz gibi dün ülkemizde- her gün olduğu gibi- rezil 2 olay yaşandı;
1- bostancı daki terörist operasyonu
2- cellllllaaallllleeetttttin cerrraahh efendinin iç sesinin dışa vurumunun iğrençliği

yani gerçekten bu olanlara karşı hissettiğim nefret ve mide bulantısını durduramıyorum.

1- hepimizin yaşadığı mahallelerden birinde, istanbul un göbeğinde bir evde bir çatışma çıkıyor, ve polis evin etrafını boşaltma ihtiyacı duymuyor, hatta evin önünden belediye otobüsü filan geçiyor. bu nedir? yaşadığımız ülkede insanlığımıza ve hayatımıza nasıl da değer verilmediği ve bunu yapanların ne kadar cahil olduğudur. bu aynen şöyle bir şey, biz nasıl trafikte karşıdan karşıya geçerken arabalar üstümüze üstümüze sürüyor, nasıl vapur iskeleye yanaşmadan yolcular kıyıya atlıyabiliyor, minibüslerin içinde nasıl 25 kişi ayakta gidiyor, kaldırımlara nasıl arabalar park ediyor, metrobüsü yapmasını bilip de yaşlılar ve sakatları düşünmeksizin sıra sıra üst geçitler dikiliyor, işte bu zihniyet. maalesef bu zihniyet ülkeyi mahvediyor, yaşamlarımıza kastediyor ve sonunda 1 masum genç insan ve bir de polis hayatlarına veda ediyor. insana hiç mi hiç değer verilmiyor.

2- bu cellllaaallllleeettttttiiiiinnnnnn cerrrraaahhhh- ki ismi dahi korku verici- ne demiş biliyorsunuzdur. kafası bedeninden kesilerek ayrılan münevver in katilinin 2 ay sonra dahi bulunamaması rezaleti üzerine: " aileler kızlarına sahip çıksın" demiş. bak bak.. zihniyete bak. hani derler ya çocuklar adına benzermiş, işte somut örneği. yani bu ne demek oluyor. kızlarınız öyle sokaklarda erkeklerle gezerse işte başına gelecek budur demek. bence açık açık burada hak edilmiş bir cezadan bahsediliyor ve ne cüretle bahsediliyor.... kardeşim sen kimsin de ailelerin kızlarnı nasıl yetiştireceğine karışıyorsun. zaten her halinden bellli ki insanları ilgilendiren konulara uzaksın, e o zaman sen nerden bilicen kim nasıl yaşamalı. bu ne insanlık dışı bir söylemdir. vay canına. demek ki kız başımıza bir yerde başımıza bir şey gelse polisler bize ne gözle bakacak ve zaten bakıyor da...

ben kendisini her iki olaydan dolayı derhal istifaya davet ediyor ve kendini türk cerrahlarının eline bırakarak evrimleşmesine imkan tanımasını diliyorum.

celallendim vallahi billahi... ne şiddet ne celal .cerrrrrah. c.c.

28.4.09

İKİZLER BURCU OLMANIN DAYANILMAZ DENGESİZLİĞİ

ikizler burcu olmak başa çıkması zor bir durum. ne gününüz gününüze ne de saatiniz saatinize uymuyor. dün depresyondan intiharın eşiğine gelebilecekken bugün dünyanın en mutlu insanı oluyorsunuz. ve iki gün arasında bu kadar değişimi tetikliyecek hiç bir şey olmazken. sabah aynı sabah, araba aynı araba, yol aynı yol, ofis aynı ofis, insanlar aynı insanlar. demek ki nedir? havanız nasıl olursa olsun sizin havanız iyi olsunmuş. genelde bu burç geyiklerinde ikizler burcu sevgilisi olanların pek sıkılmayacaklarını çünkü an be an aynı vücut içinde farklı insanlar ile birlikteymiş gibi bir hisse kapılmalarının kaçınılmaz olduğu yazar. (böyle yazınca da biraz psikopat bir karakter gibi gözüküyo ama öyle anlamayın çok şeker insanlarız biz). açıkçası ben bence tam tamına ikizler burcunu 12 den vurmuşum ve bundan çokk mutlu olmuşum. lakin etrafımdakilere sorarsanız onlar maduriyetlerini mahkeme kapılarında "manevi tazminat" talep edeerek gidereceklerini söylüyor. pehh.. neyse bu kadar saçmalık kadı kızında da olur. ayy saçmalamayı durduramıyorum. işte bugün yani şu saat benim ikizimin saati. hayırlısı olsun. muckkkkckckckkckckc....

not: derler ki ikizlerin erkekleri en kötü burçtur- kötü karakter anlamında hahahah- hele hele kendini yengeç zanneden ikizlerden 10 adım ötede durun emi.

5-6 AĞUSTOS DA AÇIKHAVADAYIM

gönderdim pozitif mesajı evrene, kavuştum leonard cohen e....

ayyy valla inanması güç ama bugün gazetede okuduğuma göre leonard cohen 5-6 ağustos günlerinde açıkhavada konser verecekmiş. hani böyle durumlarda "keşke başka bi şi isteseydim" denir ya, ben demiyorum isteğimden ve geçekleşecek olmasında son derece memnunuuumm.. bakın siz şahitsiniz, gerçekten istedim- taa içimden istedim. lallalalala liil ililii li..


dance me to the end of love

27.4.09

JOHHNY CASH


arka arkaya iki adet -eskilerden müzik- yazısı yazmak sıkıcı oldu galiba ama size bir de Johhny Cash den bahsetmek siterim. durum şu; hani teneke kutuların içine bir takım toplama albümler koyarak satıyorlar ya, işte geçen gün hiç sevmediğim ama çeşitli sebepler ile sıklıkla girdiğim D&R mağazalarının birinden Johnny Cash in bu şekil bir toplamasını aldım. içinde 3 cd var ve sadece 26 tl, bir tanesi Johnny nin Folsom hapishanesinde verdiği konserin canlı kaydı. nedense bu durum beni etkiliyor yani şu hapishane konserleri. Johnny Cash yaşamı boyunca hapishanelere karşı özel ilgi duymuş ve bir çok hapishanede de konser vermiş hatta kendisi de bir gece başkasına ait bir mülkün bahçesinden çiçek koparttığı için tutuklanmış. bir de Johnny Cash in June Carter a olan dilllere destan aşkı var. hatta Johhny Cash hayata karısının ölümünden 4 ay sonra 2003 yılında veda etmiş. bu veda ile ilgili de en belirgin anım 2003 yılında parkorman da johnny cash in öldüğü gün placebo nun verdiği konserde onların bu vedayı anons etmesi ve onun anısına bir şarkı söylemesidir. tüm bunların yanında johnny cash müthiş bir adamdır hatta amerikalılar onun başkan olmasını istemişlerdir. bende çok görmüş geçirmiş, hep hüzünlü, hep bir şeylere özlem duyan, çok içten ve erdemli bir insanmış izlenimi uyandırır ve hangi şarkıyı söylerse söylesin hakkını verir. velhasıl ben daha "walk the line" filmini izlememiş bir johhny cash hayranıyım. bana da ayıp vallahi billahi.