şimdi şöyle bi şi oluyor. her sabah jazzy ye binip işe gelmek üzere hareket ettikten 3-5 dk sonra dikiz aynasından arkaya bakıyorum - trafiği takip etmek için - ama hep bu ilk bakışta, garip ama korkunç olmayan şirin bi yaratığın arka koltukta oturup aynadan bana bakmasını istiyorum. ne gusel olurdu... keşke olsa.. dostum olur!! ne demekse.. evet küçük yaratıklar kendinize ev mi arıyorsunuz, gelin jazzy de kalın. sabahları birlikte işe gideriz. ama akşamları koltuğun altına saklanın görünmeyin bana çünkü gerçek hayata çoktan adapte olmuş oluyorum o sırada.
bu cuma yazısında bi şi daha söylemek istiyorum. dunyalılar ya da diğer gezegenlerden gelen misafirler, lütfen sanal alem ile gerçek hayatı karıştırmayın. sonra hayal kırıklığınının biri bin para olur... sadece "cool" yazıyo die bi dişinin pj harvey olduğunu hayal etmeyin, pekala kendisi arzu balkan çıkabilir (nitekim bu olay birebir yaşamdan alıntıdır :)) prensesinizi sokakta arayın, sanal hayat hiç bi şidir- susuzluk herşey.. hadi sokaklara.
bugün akşam bi sürü gusel şey var yapıcak: the commitments, tiger lillies, the automatic..
parasol'e özel arama kutusu
18.5.07
17.5.07
GÜZEL KADINLAR
güzel kadınlara zaafı olan erkekler var... peki genç kadınlara zaafınız var mı?? kadının güzeline kim dayanabilir ki zaten. mesela benim hemcinslerimi beğenmekte zorluk çektiğim söyleniyor. neden beğenmiyim yahu. bak sayıyorum; kate moss, gwyneth, giselle, bi arkadaşım var ebru adı, o, ayşegul, başka başka mete avunduk un sevgilisi, blondie nin solistini eski hali, pj harvey, tori amos, ne bileyim işte var yani. ama şöyle bi şi var ki.. sizi tanıyıp da sokakta göz göze gelip kafasını çeviren kadınlar. bunlardan son dönemde bi kaç tane rastladım. daha dün bi tanesi ile aynı böyle bi durum yaşandı. ben bi de el filan salladım hani samimiyetten.. kız kafasını çevirdi. üzülüyorum tabii bu durumdaki insanlara.. hangi psikolojidir bu şekilde davranmaya iten onları biliyorum da yazarsam yine ben suçlu olucam o yüzden sustum.. nancy sinatra çalıyor, let me kiss u.. bi havaalanı yolculuğu geldi aklıma tam bir yıl önce. çok güzeldi.
16.5.07
the man who fell to the earth
dün akşam bu filmi seyrettim: the man who fell to the earth. son zamanlarda seyrettiğim en kült filmlerden biri demek istiyorum. başrol david bowie, yönetmen nicholas roeg. filmi izlemeye başladığım andan itibaren şuna inandım ki; yönetmen david bowie ile tanıştı ve bu filmi çekmeye karar verdi. neden? çünkü david bowie den daha iyi bu dünyaya düşmüş bir adam olamaz. filmde david bowie kendi gezegeninde tükenen su kaynakları için bir şeyler yapmaya çalışan ve bu sebeple dünyamıza düşen bir yabancıyı canlandırmakta. filmin her sahnesi şok edici ve şaşırtıcı. görüntüler, dekor, kostüm her şey müthiş. ama david bowie için ne diyeceğimi bilemiyorum. bir kez daha önünde saygıyla eğilmek istiyorum. kendisi ile aşk yaşamak isterdim. buna karar verdim.. filmi seyrederken bi yerinde "starman" çalsın istedim. gerçi sözleri çok alakalı diil ama istedim işte.. youtube da çeşitli görüntüler var... seyredile.
http://www.youtube.com/watch?v=KmUKq5aKbgU
http://www.youtube.com/watch?v=KmUKq5aKbgU
14.5.07
İSTANBUL PATLADI
son zamanlarda şehirde gerçekleşen etkinlikler karşısında ne yapacağımı şaşırmış durumdayım aynı zamanda orgazmatik bi durum tabii. müthiş şeyler olucak gibi. mesela şöyle ki daha önce yazdığım üzere londra da andreas gursky nin sergisine gitmiştim. müthiş bir sanatçı olduğunu düşündüm ilk görüşte, ki daha öncesinde o kadar tanımazdım kendisini. her sergide olduğu gibi onun sergisini de bir katalog ile terk etmek isterdim. ama 45 gbp olması sebebi ile edinemedim. neyse. geldim ki ne göreyim 30 mayıs ta istanbul modern de andreas gursky var. öyle böyle diil retrospektif hem de. vay dedim. başka bi şi isteseymişim. iyi ki oradan da katalog almamışım burdan daha ucuza kapatabileceğim şimdi bu işi. şimdi esas daha da heyecan verici şeyler var. müzik ilen ilgili. kimler geliyo kimler.. çok kişi geliyo da. ben nelere gidicem. şimdiden blonde redhead, the dears, anthony &johnsons, robert palmer, bir kez daha bryan ferry biletlerim hazır. ayrıca beastie boyes might be, ayrıca yeniden tori amos ve cake, radar live (müthiş müthiş line up.. süpersiniz öpüyorum sizi burdan), paul young, bob geldof, earth wind & fire. bi de the commitments a gitmek istiyorum bu hafta sonu ama şu an gidicek kimse yok. ayrıca bu hafta sonu babylon da tiger lillies var. çok iyi oldukları söyleniyor. daha bi de çerezler var gidilesi mi diye düşünülen. işte böyle. denize mi konsere mi? temmuz da konsere ağustos ta denize.
Subscribe to:
Posts (Atom)