sanki medrano sirkinde yaşayan bir dünyalı gibiyim. gün geçmiyor ki bu topraklarda absürd bir şeyler olmasın. biliyorum defalarca bu konular hakkında bir şeyler saçmaladım ama kaynak o kadar zengin ki!! acaba BP ülkemizde de bir absürd madenini delip sonra da kapatmayı mı başaramadı? hergün hergün hergün olmadık şeyler cereyan ediyor. çok değil sadece 1-2 gün içinde okuduğum ya da tanık olduğum absürdlüklerden bazıları;
* vuvuzelllllaaaaaa kavgası: bugün gazetelerde çıktı, gezegeninimizin 60 maçlık vuvuzella macerasın sonrasında ilk vuvuzellaa kavgası bu topraklarda yaşandı. iki takım maç yaparken vuvuzelladan rahatsız olanlar vuvuzellası olanları dövmeye kalktı!! işte hoşgörü, işte kardeşlik!
* eski yönetici cinneti: iki gün önce caddebostan'da yani beyaz türklerin çoğunlukta olduğu kurtarılmış bölgede, bir apartmanın eski yöneticisi apartman toplantısını basarak yeni yöneticiyi ve karısını kurşuna dizerek öldürdü. sebebi iki yöneticinin aralarındaki anlaşmazlık sebebi ile mahkemelik olmaları. işte kin, işte intikam!
* denizde kaya ve balık var şoku: evvelsi gün datça'da güneşlenirken denize giren bir grup irili ufaklı insan birbirlerine "hala hala, kaya var burda denizin içinde" ya da "ablaaaa balık var balık, aaaa balık, çok korkarım amanıın'" şeklinde serzenişte bulunuyordu. "sizleri hayal kırıklığına uğratmak istemem ama farkındaysanız denize giriyorsunuz" demek geldi içimden. işte heyecan, işte sürprizlerle dolu bir deniz!
* yer görevlilerine fırça atan çok bilmiş: dün sabah uçağa binmek üzere uçuş kartlarımızı verdiğimiz genç kız ile orta yaşlı adam arasında kavga çıktı. adam "hanfendi öyle rastgele koltuk numarası aralığı verilerek uçağa alınmaz, önce yaşlılar ve çocuklular diye anons yapıcaksınız, yurtdışında bu işler böyle oluyor!!" diye avazı çıktığı kadar bağırıyor, görevli kız da "beyefendi bana niye bağıtıyorsunuz, gidin kabine söyleyin" diyordu. evet çocuklar ve yaşlılar önden binsin diye bir anons yapılmadı ama koltuk numarasına göre giriş yapmanın mantığını çözemeyen -avrupa görmüş çok bilmişler- var demek ki aramızda! işte kültür, işte sağduyu
en iyisi daha fazla saymıyım. bizim steril ve "öteki"lerden arınmış hayatımızda da güzel şeyler olmuyor değil. bu akşam martha wainwright, perşembe stanley clark, cumartesi air, haftaya çarşamba the coral, sonra latitude, eylül'de tindersticks. allahım şaka gibi yahu!! bu arada son zamanlarda istediğim iki şey oldu, keşke başka bi şi dileseydim dedirticek cinsten... bir tanesi tepemde langur lungur yürüyüp gürültü yapan şahislar aniden taşındı, ikinci neydi hatırlamıyorum. şimdi de başıma kötü bir şey gelmiş olmasın; alzaymır gibi! (amanın tütütütütütü)
not: dün yazdığım sigara kutuları yazısına istinaden santa bora fm harika bir alternatif yayın yaptı. ayrıca sigaranın faydaları da varmış. hepsi için buraya tıktıkıtıktık.