parasol'e özel arama kutusu

5.7.10

görsel malzemenin karşı koyulmaz etkisi

sigara içmeyi seviyorum. kahveye arkadaş, yemeğe dost, içkiye kardeş, derde tasaya mutluluğa can yoldaşı... ben kendimce tiryaki değilim. öyle içmeyince elim titremiyor, gözüm kararmıyor, sinirim bozulmuyor. şimdi içinizden "hadi canım sen kendini kandırıyosun, tiryakiiiisiiiiin tiryakiiiisiiiin" şeklinde korkunç şarkılar söyleyebilirsiniz ve belki de haklısınızdır ama ben de bu şarkınıza karşılık kulaklarımı tıkayarak "alalallaal loololoooooo duymuyoorumm, duymuyoorumm" diye bağırırım. yani şu jiddi konu dahi sulanıyor ya ben ona üzlüyorum. esas diyeceğim şu ki; hani vakti zamanında "sigara sizi gebertir", "sigara sonunuz olur", "sigara cildinizi bozar", "sigara kötülüklerin efendisidir" şeklinde yazılar yazılıyordu paketlere- ve hala da yazılıyo- da ben bunları pek de ciddiye almıyor, gözardı ediyordum. ammaaa şimdi paketlerin üzerine artık fotoğraf basıyorlar; hasta insanlar, bebekler, çilli eller, ciğerler, böbrekler, envai çeşit gariplikler. işte vallaha da ben bunları görünce bi kötü oluyorum. bu imajlar aklıma kazınmasın mı? her paketi elime alışta daaannnnnn diye vuruyor sonra flashback olarak gözümün önüne geliyor. insanları bu şekilde uyarmanın doğruluğu - yanlışlığı tartışılır ama görsel malzemenini dimağımda yarattığı etkiye ve dolayısıyla bu uygulamanın etkisine kendim adına şapka çıkartıyorum, ama yine de seviyorum seni be, gel bi fırt çekiyim, gel gel!!

not: okuduğum kitapta bir johnnie walker var ki, kedilere yaptıklarını anlatsam görsel flashback'in allahı olursunuz!! anneeee.. korkunç!! 

No comments: