parasol'e özel arama kutusu

17.2.11

güneş ve ay

  bugün işe gelirken bir köşeyi dönüp de güneş lönk diye gözüme girince ve aslından bulut olmadığı zamanlarda aynı köşede hep bunu yaptığı için, düşündüm de güneşin ve ayın işleri çok zor.
hergün heryıl heronyıl heryüzyıl aynı işi yapıyorlar. 
halbuki dünya öyle mi?? depremler, yanardağlar, seller, mevsimler derken aslında bayağı hareketli bir hayat yaşıyor. 
düşünsenize mesela bir gün güneş doğması gereken zamanda doğmasa, biz sabah kalksak, baksak, güneş yok! sonra 1 saat geçse, 2 saat geçse, beklesek, herkes sokaklara dökülüp gökyüzünde güneşi arasa, sonra aramızda konuşsak, durumu değerlendirsek, bundan sonra neler olabileceğini tartışsak... distopya diyip geçmeyin, bir gün olur mu olur!! 
güneşe ve aya buradan öpücük yolluyorum. özellikle- sabahları gözüme girsen bile- eyy güneş seni çok seviyorum!!

16.2.11

alain de botton

bildiğiniz ya da bilmediğiniz üzere - benim tüm kitaplarını okumuş ve de son kitabı hariç beğenmiş olduğum- yazar alain de botton şehrimize geldi ve salon iksv'de bir söyleşi yaptı. tabii ki çok gitmek istedim ama açıkçası 80 tl (öğrenci) vermek de pek işime gelmedi. böylece kırdım bacağımı oturdum; sporuma gittim, kitabımı okudum, rutin işlerimi yaptım. sonra da bu sabah öğrendim ki sevgili yazarımız ntv'de banu güven'in programına katılmış. açtım ntv'yi internetten, bağlandım arşive, seyrettim programı. ohh iyi geldi vallahi. aslında diyeceğim o ki alain de botton ilk kitabını 23 yaşında aşk üzerine yazmış, şimdi ise 40'lı yaşlarında evlilik üzerine yazıyormuş. benim korkum 50'li yaşlarda da boşanma üzerine yazmayagörsün. zira 20'lerde tutkulu aşklar, 30-40'larda evlilikler- çoğunluğun da olduğu gibi-  alain de botton'un yaşadığı şeyler!!!

15.2.11

özel hayatın tarihini merak ediyor musunuz?

 özel hayatınız "özel hayatınız" olana kadar neler neler olmuş biliyor musunuz?? merak ediyor musunuz?? eğer cevabınız evet ise o zaman haydi çocuklar yapı kredi yayınlarına. bu hafta sonu klasik istiklal duraklarımı turlarken yapi kredi yayınlarında 5 kitaptan oluşan  "özel hayatın tarihi" adlı diziye denk geldim. tanesi 45 tl olduğu için her ay bir tane almaya karar verdim. bu ay 1.sini aldım. henüz detaylı incelemedim ama bu konsept çok hoşuma gitti. bakalım bu karmaşık, kararsız, tatminsiz ve huzursuz özel hayatım hangi badireleri, maceraları, klişeleri, bedbahtlikları yaşayarak bana gelmiş. tavsiye ederim, bence harika bir seriiiiiiiiii.














not: 3.kitapta ne var diye merak ettiyseniz o da "rönesans'dan aydınlanmaya"...

14 şubat so what??

ayy tanrıya şükürler olsun ki bugün 15 şubat, yani 14 şubat geçti. böylece illaki de bir şeyler satın almamızı salık veren e-postalar, tv reklamları, radyo reklamları, gazete reklamları da son buldu!! ben şahsen 14 şubat akşamını söylemesi ayıp annemlerde çipura yiyerek geçirdim. sonra da çayımı içip grammy ödüllerini seyrettim. laf arası lady gaga'nın şovuna ve kıyafetlere bayıldım. işte olaylar böyle gelişti. 14 şubat'ı kınıyor, anneler ve babalar gününün de iptal edilmesini diliyorum.