insan unutuyor. mu ? yoksa sadece zaman birşeylerin üstünü mü örtüyor?
dünyadaki varlığımız süresince sayısız şey yaşıyoruz. ve zamanı geldiğinde ya da zamansız olarak yaşadıklarımızın üstü ince bir deri ile kaplanarak geride kalıyor. yaşananları unutmak diye bir şey var mı bilmiyorum ama bana daha çok geride bırakmak diye bir şey var gibi geliyor. bir şarkı, bir fotoğraf, bir mekan, bir kıyafet, bir şehir geride kalanları getirmeye yetiyorda artıyor bile. bazıları depderin yaralar açmış olduğundan herhangi bir etken ile canlandıklarında, gözümde iki damla yaş olarak beliriyor, bazılarına gülüp geçiyor, bazılarını ise irkilenerek geri gönderiyorum, ama hepsi aslında ruhuma irili ufaklı dövmeler yapmış oluyor. aslında hiç oradan silinmiyor. değişmem de zor kabullenmem de... canımsın, cicimsin, biriciğimsin derken birdenbire "alo" bile demez olunuyor. yediğin, içtiğin ayrı gitmezken birdenbire nerede yaşadığı ne yaptığı bilinmez oluyor. hal böyle olunca hiçbirşeye değer vermemek, bağlanmamak, kalbini dinlememek de bir seçenek olarak beliriyor. ardından "hiçbir şeyden pişman olma" klişesi akla geliyor. iyi ama nasıl pişman olmazsın? eğer ruhunuzdaki o dövmeler sürekli acı veriyor ve kendini hatırlatıyorsa... bir yerlerden, uzaklardan bakıp da gözünüzde yaşlar beliriyorsa nasıl olurda pişman olmazsınız? yaşananlardan değil ama yaptıklarınızdan, söylediklerinizden, varılan sonuçtan...
şimdi oturup da geçmişe baktığımda bugünler ile ilgili yaptığımız şakaların gerçek olduğunu görmek ne kadar acı verse de, şimdinin içindeyken, o zamanlarda olanlar acaba gerçekten yaşanmış mıydı diye düşünmeden edemiyorum.
1 comment:
güzel bi ayrıntı..
Post a Comment