parasol'e özel arama kutusu

6.8.10

çok bilmiş blogcular için kompozisyon sorusu

neden
31 şarkı
inception
the black keys
dukan diyeti
dini bütün
sonbahar
tindersticks
hüzün
new model army
doyumsuz
saçmalık
dünyalı
nem
atlantis
yunus 
patrick duffy
mirel matyu
biz birlikte güçlüyüz
ihihihihiihiii


ey çok bilmiş blogcu, yukarıdaki kelimeleri bir paragraf içinde kullanınız

hmmmm. neden ? mesela sadece neden desem zaten aslında başka bir şey dememe gerek yoktur. özellikle de burada yaşarken hiç yoktur. bu aralar ülkede olup biten tüm abukluklara karşı neden sorusunu soruyorum. kendim için konuşayım çünkü bazılarınızı tanıyorum ve bazılarınızı tanımıyorum. ben kendim için bu kadar çabalarken, hep iyi hep iyi olsun derken, gelişirken, akıllanırken, güzelleşirken,  neden hak etmediğim birileri tarafından yönetiliyorum? neden takdir ettiyim, desteklediğim, gurur duyduğum insanlar yerine kusasım geliyor? tüm dertlerimi, sevinçlerimi şarkılarda bulmak zorunda mıyım? eğer bir kitap yazsaydım bu şarkılar üzerinden olur. bilen bilir, ben böyle bir şey istiyorum diye bana bülent somay'ın kitabını alanlar olmuştu. işte ben kös kös oturup sadece istemekle kalayım, sevdiğimiz kişilik nick hornby konuları sevdiği şarkılara bağlayan bir kitap yazmış, kitap da türkçe'ye çevrilmiş. 31 şarkı. acaba türk okuyuculara bir mesaj mı vermek istiyor? bırakın tek kişi takılmayı çift olun mu diyor?? hemen alayım dedim ve aldım. son zamanlarda korkuyorum ki eğer inception'u seyretmezsem beni dövecekler, seyredeceğim tabii de nedense yaz vakti ben sinema salonuna giremiyorum. ters geliyor. halbuki biliyor musunuz amerika'da en çok yazın sinemaya gidiyorlarmış, çünkü en serin yer orası!!!! amerikalilara kim aptal diyorsa bir adım öne çıksın, bakalım buna ne diyceksiniz?? ben sinema ya da dvd seyredemeyerek geçen günlerimi maksimum hızda müzik dinleyerek geçirmekteyim. son favorilerim the black keys. son zamanlarda ben amerikalı grupları gönül verdim. hatırlayalım gönül bu ota da boka da konuyor ama hep mi boka konar, bunu da kendim için kınıyorum. bu aralar bu aralar demişken, çantamda sürekli olarak taşıdığım kitap ne? dukan diyeti... melek yüzlü dr.dukan biz dünyalılar için yeni bir diyet  formülü geliştirmiş. aklıma yattı. haftasonu şu düğün dernek olaylarını bitiriyim pazartesi hemencecik başlıycam. vallahi yaa, jiddiyim. bu arada eğer amcanız, dayınız varsa haber verin, ülkemize dini bütün, namazında niyazında, nur yüzlü bir komutan lazım,  bari pozisyon yabancıya gitmesin. oydu buydu derken ağustos ayını da hızlıca tüketmeye başladım. zaten yazdan da bir şey anlamadım. bari sonbahar gelsin de kulaklarımız şenlensin, ruhumuz sonbahar moduna girsin. tindersticks biletlerim cepte, damardan hüzün almayı bekliyorum. bir de new model army var. aman bu sefer erken gideyim yoksa ghetto da vestiyer sorumlusu ile birlikte "everything is beautiful, cause everything is dying" diye bağırmak zorunda kalabilirim. doyumsuz dünyalıların, düşük çenelerine kurban giderek saçmalamalarını görmek istiyorsanız doğru yerdesiniz. aman orada kalın! zaten nereye gideceksiniz ki, bu sıcakta, atlantis e mi?? aramızda kalsın benim ellerimde perdeler oluşmaya başladı, havanın içindeki nem oranı hepimizi atlantisli yapacak. şöyle yunus gibi deniz dibinde aşağı yukarı yüzeriz, harika olmaz mı? istanbul nemler altında kalmış olur, adı atlantis olur. dallas ın bobi si yani patrick duffy (dizideki ismini bilene teşekkür edicem) mirel matyu ile konsere gelir. tbiletler 2 günde "sold out" olur. together we are strooonggg adlı şarkıyı söylerler. bizde perdeli ellerimizi tutuşur, yunuslar gibi iiiiihiiihiihiiii sesleri çıkarırız.  müthiş!! hayal dünyamda kayboldum bilee. 

No comments: