parasol'e özel arama kutusu

21.6.10

yazlık

okullar tatil oldu. hadi 3 ay yazlığa!! diyebilseydim keşke. sanki bir faydası varmış gibi her sene okullar tatil olunca öğrencilik günlerim aklıma geliyor. tabii okulu özlediğimden değil de tatili özlediğimden, yoksa hiçbir okulumu özlemiyorum. öğrenci olmayı hiç özlemiyorum ama kayıtsızca 3 ay boyunca denize girmeyi özlüyorum. hele bir de bütün yıl işe gidip sonra sadece 2 hafta tatil yapma imkanı olunca daha da özlüyorum. ama ne kadar da şaşkınmışız o zamanlarda... her şeyden sıkılırmışız. datça'ya gitmekten, her akşam aynı mekanlarda oturmaktan, her gün jetonlu telefon kuyruklarında beklemekten, her gün king oynamaktan... şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler, vallahide billahide hiç sıkılmam. hergün denizde şıpır şıpır yüzer, karpuz peynir yer, bisiklete biner, bahçeyi sular, eclipse'de bira içer, sorumsuzca yaşamanın tadını çıkarırım. ama işte hayat böyle hain bir şey, ne yapsanız gelip sizi arkanızdan bıçaklayıveriyor. ya da aslında hayat böyle bir şey değildi de üzerine kurulan sistemler bizi bu hale getirdi.

en güzel yaşlarımızda sınavlara girdik
en güzel yaşlarımızda okullara gittik
en güzel yaşlarımızda ciddi işlere başladık
en güzel yaşlarımızda sadece 2 hafta tatil yaptık
en güzel yaşlarımızda boyumuzdan büyük sorumluluk aldık
en güzel yaşlarımızda paramız yoktu
paramız varken özgürlüğümüz yoktu

derken ya bu düzende, ya ben de ya da sizde bir bozukluk var. diyeceğim özlü söz: kabullenmek başarmanın yarısıdır (ki uydurmasyon). söyliyeceğim şarkı: summer it turns me upside down, summer summer summer summer, like a merry-go-round.



not: farkettiniz mi bilmiyorum ama eksenim kaydı bir türlü düzeltemiyorum!!

2 comments:

Evrims said...

ben bu yazıya tamamen ve tüm kalbimle ve daima ve ebediyen katılıyoruumm..

indis said...

katılımın için teşekkür ederim. hediye ürünün adresine gönderilecek:)