parasol'e özel arama kutusu

23.3.10

giyinme ya da giyinmeme özgürlüğü

 fotoğraf:spencer tunick

giyinme özgürlüğü ile ilgili olarak, bu koordinatlarda yaşayan çoğu insana göre, oldukça serbest bir durumum olduğunu itiraf etmeliyim. gönlüme göre giyinip hatta bir çok zaman fazlasıyla gönlüme göre giyinip sokaklarda, plajlarda, evlerde, okullarda dolaştım. laaaakin son zamanlarda bu mahalle baskısı mıdır, bilinçaltına yerleştirilen muhafazakarlık mıdır nedir "giyinme özgürlüğüme ket mi vuruluyor?" sorusu aklımı kurcalıyor, sokağa çıkmadan önce aynaya baktığımdaki "acaba?" sorusu sıkça kulağımda çınlıyor. bu hiç hoş değil. halbuki bu koordinatların az biraz batı tarafında kimin ne giydiği, ne yaptığı, tercihleri özgürce vücut buluyor.

şimdi bu konuya nerden daldın derseniz, konu şu ki iki gündür, kısa londra seyahatim sırasında ne giysem diye düşünüp duruyorum. burada giyemediğim, en  abuk, en saçma, kendimce en çılgın, en asi, en seksi, en şöyle, en böyle kıyafet ve makyaj kombinasyonlarını düşünüp duruyorum. bu da aslında acınası bir durum. yaşadığım yerde kısıtlanan giyinme özgürlüğümü başkalarının sınırları içinde yaşamaya çalışmak, olayın taa dibine vurmak için çaba harcamak... diyeceksiniz ki her şey bitti bir giyinme özgürlüğümü kaldı? ee kusura bakmayın ama bu hafta böyle oldu :)

not: bir an kendimi şeriat düzeninde yaşayan kadınların  çarşaflarını atıp, seks bombalarına dönüştüğü bir uluslararası uçağın içinde gibi hissettim. pehhh.

3 comments:

FUNdy said...

aaa sen bağdat cadddesine hiç çıkmıyorsun galiba...bak şimdi bahar geldi...kızların kıyafetlerine bi dikiz at...inanamazsın.

indis said...

Ama burada demek istedigim sey, bu kizlar bagdat caddesinden sonra bir de uskudar sahilinde yurumek ya da eminonunde alisveris yapmak isterse ne olur? Susuzluk hersey, bolgesel ozgurluk hicbirseydiiiiiir! Bi de Spencer tunick turkiye de mumkun diil kurus kazanamaz :)

FUNdy said...

yok ben ona dediydim zaten sana burda iş yok diye.