parasol'e özel arama kutusu

24.2.10

bir hayat dersi

türkçeye "aşk dersi" diye çevrilen ingilizcesi ise "an education" olan filmi izlediniz mi? izlemediyseniz bir  şans verin... aslında siz adına bakmayın, film aşk  üzerinden bir hayat dersi vermekte. yani bu benim fikrim. bu benim olan fikir üzerinden  de yürüyeceğim. senaryo nick hornby'e ait olunca gerçek hayatın içinden hikayeler okumak ya da seyretmek de alışıldık oluyor.

filmi anlatmayacağım, kendimce çkarttığım özü anlatacağım. o da şudur ki; yaşadığımız hayatın sıradanlığından çıkmamızı sağlayan şeyler çok cazip olsa da , karşımıza hayatta  ulaşmak istediğimiz hedeflere ya da hayallere giden kestirme yollar çıksa da, biz bunların peşinden giderek başkalarının uyarılarına kulak asmasak da  ve bu suretle  suyun akışını dışarıdan müdahele ile değiştirsek de, bunların peşinden gelebilecek  hayal kırıklığını da göze almamız gerekir.  öte yandan bu durumu destekleyen, "bisikletten düşmeden dizinin ne kadar acıyacağını da bilemezsin" olgusu önemlidir. yani  çevredekiler ne derse desin, bizi heyecanlandıran şeylerin peşinden gideriz ve dizimizin acıyıp kanamasına engel olmayız. ee hal böyle olunca kendi düşen ağlamaz da bir başka  bakış açısıdır. görüldüğü gibi olaylar bir yün yumağı halini alır... işte filmde böyle bir durumdan bahsediyor.

velhasıl, aslında her şey yerinde ve zamanında güzel vallahi. aaa 16 yaşında kız ne oluyorsun??? hadi bakiim derslerini çalış, bir iki oxford'a... aaa pessss..

not1: şunu unutmamak gerekir ki, heyecanların peşinden gidip de sonu hayal kırıklığı olduğunda, herkes filmdeki kahraman kadar şanslı olmayabilir

not2: film 3 dalda oscar adayı (en iyi film, en iyi senaryo, en iyi kadın oyuncu), ben oscar almasına ihtimal vermiyorum ancak basit, sade ve sıradan bir konuyu böyle güzel işleyip böyle güzel oynamak çok takdir dilesi bir durumdır bunu da belirtmek isterim!!

No comments: