öhö öhö-- bir saçmalığa daha başlarken gerçekten öksürdüğümü bilmenizi isterim. ayrıca hafta sonu boyunca da öksürdüğümü ve depresyon+öksürük kıvamında bir hafta sonu geçirdiğimi de bilmem söylememe gerek var mı? ne zaman iş için izmir'e gidecek olsam hasta oluyorum. bu da mayalardan bana bir işaret mi onu da bilemedim. neden mayalar derseniz, çünkü onların takvimi 2012'de bitiyor. bu ne demek? tanrıya en yakın olanlar onlar demek!
öksürük olmak eylemini sosyal açıdan irdeleyecek olursak, gerçekten felaket bi şi olduğunu hemencecik anlarız. mesela ofiste oturuyosunuz, herkes sessiz çalışıyor, size öksürük geldi.. tutmaya çalıştınız. bir iki kez sessizce sarsıldınız, sonra tutamadınız, öhöööö öhöööö... ofisteki herkes içinden "ıyyyyy" dedi. mesela markete gittiniz, herkes güzel güzel yiyecek alışverişini yapıyor, size öküsürük geldi, tutmaya çalıştınız, sonra tutamadınız, öhööö.. yanınızda gezenler hemen oradan uzaklaştı "offf bu da nerden çıktı" dediler. hatta sonra eve gittiler ve sizden kaçayım derken kepekli makarna almayı unutmuşlar!!! al işte bi küfür de buradan yediniz mi? sonra mesela sinemaya gittiniz. filmde öyle bir sahne var ki, karakterler susmuş, kilit noktası, sizin öksürüğünüz geldi, kendinizi tuttunuz, bekliyorsunuz ki feci gürültülü bir sahne gelsin de dilediğiniz gibi öksürün, o sahne gelmez de gelmez. siz kendinizi tutamazsınız, bi öhööö, bi öhhhöö daha.. resmen sessizliği yardınız!! bu sosyal alanlar çoğaltılabilir, toplantılar, otobüsler, minibüsler, sevişmeler, öpüşmeler... diyeceğim o ki öksürüğün sosyal izleri bir dağ ayısının ayak izleri kadar derin ve büyüktür. aman bağrınız açık gezmeyin!
not: golden globe'de avatar en iyi film oldu harika haber, jeff bridges en iyi aktör oldu- daimi aşkım- neden biz filmini göremedik?
No comments:
Post a Comment