parasol'e özel arama kutusu

9.10.09

aşkımemnuuuuu

yaa aslında bu dün gecenin konusu ama, uykuma hakim olamadığım için şimdiye kısmet oldu. konumuz aşk-ı memnu dizisi!! seyredenler var mı, yoksa tamamen göz ardı mı ediyorsunuz bilmiyorum ama ben son günlerde azar azar takılmaya başladım. bunun da nedeni annemlerde bulunduğum sıralarda babam da dahil olmak üzere bu dizinin hararet ile seyredilmesi oldu. mecburen ucundan kıyınsından bulaştım. "anne bu kim?", "şimdi bu neden böyle yapıyor?", "baba bu kadın da fena diilmiş" filan derken konuya hakim duruma geldim. ben dizinin "fan" ı filan diilim henüz... kaçırısam da üzülmem ama, seyrederken,dizi de adrenalinimi yükselten bi şiler var...

bir kere hiç şööle arkanıza yaslanıp da rahatlayabileceğiniz bir sahne yok. herkes stres dolu. bir araya gelen 3 kişi oldu muydu bakışlar konuşuyor! insanları arasında cıızzzzzzt elektirik akımları geliyor gidiyor ama illa da birini kurban olarak alıyor, kimileri çarpılıyor. sonra sözler yılan ısırması kıvamında. bir kere dudaktan döküldü mü zehiri tutana aşk olsun, hemen karşıdakinin deri altına enjekte oluveriyor. sonra telefon konuşmaları ayrı bir stres, suskunluklar en şaibeli dialoglar haline geliyor. artık evin ergen kızı da genç bir kadın moduna geçtikten sonra tek masum karakter evin küçük oğlu olddu.. o da yazık saf saf bu elektrik akımlarının altında kalıyor. sonunda, aklı dışarıdaki bıçkın delikanlıya kaçan gelin hanım, elim bir trafik kazası ile cezasını buldu!!

velhasıl, isimler, mekanlar, kıyafetler, olaylar herşey absürd bir yumak şeklinde "gerilim" dizisi diye de tanımlayabileceğimiz bir yapım ortaya çıkartıyor. hani küçükken biz, martılar adası diye bir dizi vardı ya, hem korkardık hem de bayıla bayıula seyrederdik. şimdi de aşk-ı memnu dan korkuyorum ama denk gelince de seyrediyorum. yani korkuyorum çünkü, allah muhafaza, bir aile yemeğinde tüm karakterler bir araya geldiğinde, elektrik akımları öyle bir kontak yapacak ki gelip beni dahi vuracak vallahi die !!

2 comments:

Evrims said...

ben de dun bir kısmını izleyebildim ve bir kez daha Sn. Nebahat Çehre ne kadar hoş ve çekici bir hanımefendi diye düşünmeden edemedim...oradaki gelin de kardeşi de fransız mürebbiye de vs. vs. çoğu kadın gayet güzel ama Nebahat Hanımdaki hava çok ayrı bence...madem bu konuya degindiniz ben de bunu eklemeden edemedim efendim...

FUNdy said...

ya martılar adasi ne manyaktı di mi? nasıl hatırladın be yahu..bıravo