size hiç olur mu? bana oluyor çok. dönemsel olarak bir şarkıya, sadece bir şarkıya takıyorum kafayı. sonra arka arkaya dinliyorum. kaç kere olduğu önemli değil. ama çok kez. gece yatmadan önce son yaptığım hayati etkinlik olarak sabah ilk uyandığımda hayata başlamadan önce, sonra da gün içinde bir sürü kez. bu durum kafamdaki bazı düşüncelerden kaynaklanıyor. şu anda da böyle bir durum söz konusu...
ben lisedeyken yeni taşınmış olduğumuz lojmanlarda bana fecii şekilde aşık olan bir çocuk benimle "slow" dans edebilmek için kendi aramızda düzenlediğimiz partide arka arkaya hiç değiştirmeden hotel california yı çaldırmıştı. biz de hiç durmadan dans etmiştik. herhalde diğer insanlar benden nefret etmişti ama bir şey diyememişti çünkü o çocuk fazlasıyla iktidar sahibi idi..
aşk süper bir şey değil mi? kimyanız değişiyor, gözünüz değişiyor, yüzünüz değişiyor, hayata bakışınız değişiyor. ve çoğu zaman mutluluğumuzu aşka bağlıyoruz. eğer aşık değilseniz mutlu bir hayat yaşamıyorsunuz gibi bir şey oluyor sonunda. ben buna katılmak istemiyorum ama etrafımda herkesin aşık olmasını ve yalnız kalmamasını isiyorum. yeni ilişkilere başlayanlara sürekli nasıl gittiğini soruyorum, sevgilisi olmayanları bir araya getirmenin çok faydalı bir hareket olduğuna inanıyorum. hiçbirşey öylesine yaşanmasın istiyorum. buradan aktarabiliyormuyum bilmiyorum ama gerçekten insanların aşk ilişkileri yaşaması beni feci ilgilendiriyor. aşık olduğunuz zaman bunun koşulsuz olması gerekli, öyle içten pazarlıklı ve bencil olursanız gerçek aşkı yaşamazsınız bence. sonuna kadar teslimiyet!!!!
İşte bu aralar sabah akşam tekrar tekrar dinlediğim şarkı şöyle diyor,
Wanna feel my heart break, if it must break, in your jaws
Want you to lick my blood off your paws
bu durum harika değil mi? ben de böyle olsun isterim. yani kalbini yiyip kanını pençelerimden yalamak !! haha
songs: ohia
not: bu yazı benim aşık olduğumu göstermez. olmadığımı da göstermez düzeltmek isterim
No comments:
Post a Comment