parasol'e özel arama kutusu

18.6.09

AH BU ÜLKE

bu ülkede çok garip şeyler oluyor, siz de farkında mısınız? artık öyle haftada bir filan diil sabah öğle akşam farklı gariplikte işler meydana geliyor;

  • fenerbahçe- efes maçında, efes in maç bitiminde 3 sayı ile galip gelmesini izleyen 10 saniye içinde tüm fenerliler sahaya inip basketçileri ve herhalde efesli yöneticileri dövmeye başlıyor, şampiyon olan takım bunu kutlama zevkine dahi sahip olamadan soyunma odasına kaçıyor. sen bütün sene çalış didin paralar harca filan falan, e nooldu sonunda şampiyon oldun diye dayak ye!!
  • 19 yaşlarında bir insan evlilikten sıkıldı diye 17 yaşındaki karısını silahla vurup öldürmüş, yahu bari kendini öldürseydin yiyorsa, neden kızı öldürdün? bakın cahil zihniyete bakın. zaten o yaşta evlenirsen sıkılırsın tabii, ama madem sıkıldın bundan kurtulmak için aklına gelen ilk şey kızı yok etmek mi?
  • sonra nedeni dahi belli olmayan bir şekilde birisi kız arkadaşını öldürüyor, öldürmek ne kelime, kızı parçalara ayırıyor, bunu yapmak için gidip züccaciyeden testere alıyor, ve sonra kızı çöpe atıp gidiyor. bildiğiniz testere, alıyor, kesiyor, atıyor, gidiyor. bu "yıka ve çık" tadında bir şey.
  • trafikte kendisine yol vermeyen sürücüyü enseleyip, durdurup boğazda denize atıyor mesela aklı evel bir şahsiyet ve adam gece vakti boğazda boğuluyor. yahu bırak geçsin, bu kadar hsırlanıcak ne var? beynin var mı? neyin var? hasta mısın?
  • adam karısına hayatı zindan etmiş, kadın dayanamayıp evden kaçmış, adam kadını bulmuş dannn! arkasından vurmuş. ee o zaman sen de çekilebilir bir insan olsaydın. hem kadını kaçır hem de kaçtı diye arkasından vur. yok öyle yağma!!
neyse işte bunun kadar garip binbir olay, binbir gece masalı. binbir gece korku masalı. sado mazo (böyle garip bir sözcük tamlaması vardır) durumlarının ortasındayız da haberimiz yok.bu olayların hepsi öyle doğuda filan gerçekleşmiyor, direk istanbul un göbeğinde PAT lıyor. yani biri spor musabakası sevgili insanlar, guya toplumun her kesimine örnek olacak spor işte bu halde. artık ben de korkuyorum sokakta yürürken, şimdi bir manyak mı çıkacak elinde taramalı tüfekle, eski zamanlardan beni sevmeyen bir insan kapıma mı dayanacak, komşular cinnet geçirip birbirlerini mi doğruyacak? sabah işe gelirken düşündüm de, 2-3 yıldır arabaya biner binmez kapıları kilitliyorum. aynı emniyet kemerini bağladığım gibi. hani kemer bağlı değil ise bir boşluk olur ya, kapılar kilitli değil ise de aynı boşluk oluyor. sonra mesela bir kırmızı ışıkta dururken yanımdan insanlar geçerse hemen kilitleri tekrar kontrol ediyorum. bu ne sapkın bir durumdur? 5 sene önce böyle bir güvenlik mekanizması aklımızdan geçiyor muydu? işte tüm bu durumlar her gün daha da kötüye gidiyor. sanki zombi filmlerindeki virüsün yavaş yavaş herkese yayılması gibi bir şey. vahşet her gün çoğalmakta ve yayılmakta!!!

not: hani şöyle bir geyik vardır ya "bu dünyaya çocuk getirip onu bu kötülüklerin ortasına atmak istemiyorum, bu sorumluluğu alamam" derler. ben bununla dalga geçerdim ama doğru mu acep??

No comments: