parasol'e özel arama kutusu

27.7.10

herkes atıp tutuyor yani tatu-yor. kıskanmış belli.

artık biraz ciddiyete dönelim değil mi?? sonuçta bu hayat hep lay lay lom, hep lay lay lom kaldırmaz. radikal okuyor musunuz bilmiyorum ama ben hiç bir gün okumamamazlık etmiyorum. radikal süper süper olduğu içinde değil ama başka alternatifini bulamadığım, kültür sanat haberini en çok bulduğum ve benim kendimle ilgili olan "sevdim mi tam severim" bozukluğu sebebi ile...

radikal cumartesi de moda yazıları yazan ve diğer başka yerlerde de boy gösteren ferhan istanbullu'yu okurum, okurdum!  kendisini çok "cool" bulurdum, ama  bu hafta dövme işine el atmış ve benden de sıfırı almış! şimdi yazıya burada yer veremeyeceğim (yazı burada isterseniz okuyunuz) - son zamanlarda dövmenin moda olması, ama kendisinin bu konuda ne düşüneceğini bilememesi ile ilgili diyebiliriz-  ama sıfırı almasının sebebi olan cümlesini birebir yazıyorum: "Bir de son zamanlarda mühür gibi yapılan dövmeler var ki bence işin tanımına aykırı.." ".. Peki, adama sormazlar mı: Oyunu kuralına göre oynamak varken, inek gibi damgalanıp kısa yoldan gitmek neden?" bence yazının tamamı zaten olmamış, iskeleti oturmamış, konusu ve ana fikri belli olmayan bir yazı, ama bir de bu iki cümle eklenince talihsiz bir hal de alıyor. sayın ferhan hanım acaba dövmenin tanımı nedir? belliki siz bakmamışsınız ben buradan vereyim (vikipedi aracılığı ile) "Dövme, insan derisi üzerine yapılan işaret ve desenlerin genel adıdır." görüldüğü gibi dövme tanımının boyut ile herhangi bir ilişkisi yoktur, oyunun kuralı kısa yolu, uzun yolu da yoktur, bunlar sizin hayal gücünüzün birer uydurmasıdır! hatta ferhan hn ın tam tersine ben küçük sembollerden oluşan dövmeleri seviyorum ve onlardan taşıyorum, büyük dövmeler bana estetik gelmiyor.

velhasıl sevgili biricik, pekicik, cicicik dünyalılar bu yazı bir örnek, benim söylemek istediğim şey şu ki geniş kitlelerin okuduğu gazetelerde yazı yazan insanların kendi fikirlerini yazması her ne kadar doğalsa da bunları düşünmeden, araştırmadan, kimlere nasıl ulaşacağını kestirmeden ifade etmek yanlıştır.

ben artık ferhan istanbullu okur muyum?? haaaaayyyyyyıııııııııırrrrrrrr. 
çürük yumurtaaaaaaaaaaaaa.

not 1 : ferhan hn. bu yazısında talihsiz birçok  söz sarfetmiş mesela:

- "Eskiden daha çok erkeklere ait bir ‘süs’ gibi algılanan dövmeye son yıllarda kadınların da ilgisi büyük. ‘Kötü kız’ gibi görünmenin dayanılmaz cazibesi, kadınları giderek daha çok çekiyor belli ki..." kötü kızlar dövme yapar??? kötü kız kimdir?? 

- "90’ların başında genç kızların ‘dövmeye giriş’ deseni, işte bu dikenli tel olmuştu." genç kızları aşağılamak??? kimsenin kendi fikri olamazmış gibi aynı dövmeyi yaptığını afırmak?????

not2: bence ferhan istanbullu dövme yaptıranları kıskanıyor

not3: ben bir daha ki sefere dövme ile ilgili düşüncelerimi yazıyım da görün!!

2 comments:

santa_bora said...

bu birazcık keane dolu, baya baya bir intikam yazısı mı olmuş ne?

indis said...

haha, çok metaforiksiniz :)

my language is sharp but not revengeful :)

yaa sinirleniyorum tabii ki böyle şeyler okuyunca. rasyonel olmaktan uzak, birisi çıkıyor ve sırf bir gazetede köşesi var diye kitleleri eleştiriveriyor. küçük dövmeliler ineğe, genç kızlar taklitçiye, dövmeli kızlar kötü kız özentisine dönüşüyor ve tamamı da "güya" bu işin kuralını bilmiyor oluyor.

burada yavaştan hızlıya doğru bir alkış yapıyorum.
şak




şak



şak



şak


şak

şak

şak
şak
şak

hohoyytt