parasol'e özel arama kutusu

25.5.10

SALI SALLANIR, AAAAAAA OOOOOOOOOO UUUUUUUUU!!

dedim ki, madem kaptırdık gittik, haftanın iki günü için saçmaladık, bari bu hafta "haftanın günlerine öğütler" adlı bir yazı dizisi çıkarayım, bunu da olmazsa bir kitapta birleştireyim sonra! iyi demiş miyim? bilemiyorum tereddütlerim var!

işte bugün salı bey günü. yukarıdaki şemada da gördüğünüz üzere salı bey ne yapıyor??? salı bey sallanıyor. aslında "salı sallanır" lafı buradan geliyor. salı bey biraz garip bir kişilik olduğu için her gördüğü şeyin üzerinde sallanmaya çalışıyormuş. sonra bakmışlar ki bu tehlikeli bir durum oluyor, mesela kayıkta sallanıyor, vapurda sallanıyor, telefon tellerinin üzerinde sallanıyor, boğaz köprüsünde sallanıyor, hayatı kötü etkiliyor, hemen ona çağdaş tasarımlı bir sallanan sandalye almışlar. işte o gün bügün salı sallanıyor. uuuuuuuuuuuuuuuuuuuu.... saçmalığın böylesini ben bile duymadım.

salı ile ilgili ne diyebilirim bilmiyorum. ben de herhangi bir duygu tetiklemesi yapmaz. bana hatırlattığı en önemli şey ise eskiden söğütlüçeşme'de kurulan salı pazarıdır ve izmit'te oturduğumuz bir dönem annem ile salı pazarına gelmek için bindiğimiz adapazarı treni içinde yaşadığımız feci anılardır. örnekse, hiç oturacak yer olmaması ve şişko teyzelerin popoları ile bizi sıkıştırması ve yaz sıcağında perperişan olunması ama yine de  elimizde pazardan alınmış şahane ganimetler olmasıdır. 

işte böyle sevgili gezegen sakinleri. bence salı'nın adını değiştirmemize gerek yok, ne dersiniz? güzel bir adı var. salı bey'de oldukça yakışıklı, böyle devam edebilirler, onay veriyorum. pehhh.

No comments: