parasol'e özel arama kutusu

23.11.09

TURKEY

tanrıların pek de benim yanımda olmadığı bir hafta sonundan çıkmış bulunuyorum. zaten cuma günü bunu hissetmiştim, bir şeyler ters gidecekti...

aslında sakin ve güzel bir cuma akşamı ve onu takip eden cmts öğleden sonrası geçiriyor, uzun zamandır gezmek istediğim sergileri geziyordum. arada tünel starbucks'da hindili bir sandviç yedim, kahvemi içtim. gazetemi okudum. o anı düşününce ne kadar da safça içinde bulunduğum durumun keyfini çıkarıyormuşum. ah ahhh, o sandviçi hapur hupur keyifle yerken nereden bilecektim ki akşama bana pahalıya patlayacağını. rezalet ki ne rezalet az buz değil!! akşamüstü, o günün en önemli görevi olan; annem, 2 teyzem ve 1 kuzenimi leventten suadiye ye götürme işini gerçekleştirirken, onca sis ve trafiğin içinden göztepe ışıklara kadar kıvrana kıvrana gelip, kimseye çaktırmayıp, sonra bir anda annemden arabanın arkasındaki promosyon t-shirtün torbasını isteyene kadar  herşey arabadaki diğer 4 kişi için süperdi. ama işte o an şöfor koltuğunda oturan ben sonradan delik olduğunu öğreneceğim t-shirt torbasına resmen kustum. ışıklar kırmızı yanarken, yeşile 46 saniye varken.... haha sonra yeşil yandı ve ben araba kullanmaya devam ettim. küçücük arabanın içindeki 4 kadıncağızın halini düşünün!! tabii onlar hemen indi ve ben şu gün hala toparlanmaya çalışıyorum. bugün işe dahi gitmedim ve halsizlikten ölüyorum. biliyorum bu çok iğrenç bir hikaye ama bu blog iyi günde ve kötü günde benim iz kayıtlarım olduğuna göre yapacak bir şey yok. 

bu yetmezmiş gibi en en en sevdiğim kalem kutum ve içindeki en en en en sevdiğim kalemlerimi dün moda çaybahçesinde unuttum ve bugün bulmaya gittiğimde artık onlar başkasının aşkıydı! sonra derhal muji ye gidip, sanki hiçbir şey olmamış gibi, kalem kutumu yerine koymaya yeltelendiğimde, benim kalem kutusundan kalmamış olduğunu öğrendim.

işte sevgili gezegen sakinleri, daha başka tersliklerde oldu ama kafa şişirmenin de pek manaası yok. kıssadan hisse starbucks'larda hindi yemeyin!!!!

3 comments:

thelunatic said...

çok geçmiş olsun umarım acil iyileşirsin.

nevin said...

Ay kiyamammmm...

Bu sene kizimla Turkiye'ye tatile gittik. Tabi ben nerde kofte, doner, kizartma, karniyarik, tursu, cacik.. ne varsa ozledigim herseyi yedim..
Ama bizim kiz yemez oyle seyler.. Hanimim starbucks'tan ayni senin gibi aldi sandvicini bir guzel yedi. Ilk ve son oldu. O da aynen senin gibi sefilleri oynadi, kesin bayat tavuk, hindi kullaniyorlar, yada beklemekten bozuluyor, o bekler tabi oyle kazik satarlarsa!

Sana cooook gecmis olsun, sen kalbime siyah diyorsun ama bak kalp kalbe karsiymis cunku ben de hastayim ve sana bunu atesler icinde yaziyorum.. nabeeeer :))

indis said...

aaa, sana da çok geçmiş olsun.. kendimden şüphe ediyordum, acaba starbucks olur mu olmaz mı diye ama bak şimdi kesinlikle emin oldum. bu arada kalbin siyah olması hoşuma gitti, kırmızı bir kalp çok kiç olabilirdi. ayrıca resminin adı ile siyah kalp arasındaki ironide hoş :)