parasol'e özel arama kutusu
4.4.09
YÜRÜYÜŞ
bugün kendi kriterlerime göre uzun bir yürüyüşe çıktım, güzergahım selamiçeşme moda aralığında idi. kendi kendime bu yürüyüşü baharın gelişine ithaf ettim. araba ile geçerken hiç giremediğim dükkanlara girdim, hayatım da hiç geçmediğim yollardan geçtim. genelde bu tür yürüyüşler yaparken hep giriş katında yaşayan insanları düşünürüm, yani onlara özenirim daha doğrusu. giriş katı beni hep cezbeder. özellikle de küçük bir bahçesi, terası ya da kocaman bir balkonu varsa. neden diye sorarsam ya da siz sorarsanız, çünkü galiba sokaktan geçenleri seyretmek ve çiçek yetiştirip bahçeye bir şezlong atabilmek için. bunun yanısıra hep kadıköy de yaşamayı da hayal etmişimdir. evden çıktımmıydı hayatın tam ortasında olurdum. iki adımda çiya, zihni, trip, cafe&shop, the end, saray, turk kahvecisi (adını unuttum), mango, eskiciler, moda, vapur, nezih (eskiden gençlik kitabeviydi ki o zaman daha guzeldi bence), yani benim için kadıköy işte. bugüne dönecek olursam, yolculuk sırasında gözüme bir kaç kiralık ev kestirdim, içimden hadi ara şu numaraları ve uygun fiyata ise taşınmaya karar ver dedim ama yemedi maalesef :) ayrıca moda çay bahçesi sezonunu bugün resmen açmış oldum; çalkantılı mavi deniz, yelkenliler, vapurlar, soğuk çay, karışık soğuk sandviç ve gazete. dönüş yolum saint joseph in olduğu yoldan oldu. keşke seçme şansım olsaydı en çok burada okumak isterdim. frankofon olsaydım ne olurdu sevgili insanlık ha ne olurdu?? saint joseph geçtikten sonraki ilk sokak yani şifa sokak benim en sevdiğim sokaklardan biridir. nedenini bilmiyorum burada oturan hiç bir tanıdığım yok ama ben burada oturmak isterdim. işte bööyle, eve geldiğimde bayağı yorgun ama müthiş iyi hissettim kendimi. iyi baharlar...
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment