bu başlıktan yanlış anlaşılmasın şimdi de bir çok şey takip ediyorum ama nitelik olarak eskisine göre farklı şeyler... geçen gün nereden aklıma geldi bilmiyorum ama küçükken ve ergenken takip ettiğim şeyleri düşündüm. özellikle de tv de olanları. çünkü bu konu o zamanlar için çok önem taşırdı. tv demek trt demekti zaten. ve orada da bir çok şey takip edilirdi; diziler, eğlence programları, yarışmalar... biz annemle ve o zamanlar nispeten küçük olan kardeşimle takipte olurduk. babam ne yapardı hatırlamıyorum... ben neler takip ettiğimizi yazmak istedim, çok uzun olma ihtimaline karşı 1 ve 2 olarak bölüyorum. kısa kısa yazmaya çalışacağım.
1- buz pateni: o zamanlar bütün aileler takip eder miydi bilmem ama kiminle konuşsam (benim yaşıtım) herkesin bir bildiği var buz pateni ile ilgili olarak. biz annem ve kardeşimle avrupa şampiyonası ve dünya şampiyonası olmak üzere ağırlıklı olarak çiftler buz dansı ve artistik patinaj bölümlerini ve turnuvalar sonundaki gösteriler bölümü çok çok dikkatli seyrederdik. tüm sporcuların ismini bilirdik. hiç bir yayını kaçırmazdık. şimdilerde hala trt de verilmesine rağmen kanal kirliliği sebebi ile rastlamıyorum bile. şimdiki çocuklar da bence bu sebeple çok çok güzel bu spordan bi haberler.
2- tenis turnuvaları: buz pateninde olduğu gibi tenis turnuvalarının da baş takipçisiydim. bu takibe galiba annem pek katılmazdı ama ben avustralya, amerika, roland garros, wimbledon hepsini takip eder özellikle son 4 maçı kaçırmazdım. bayan maçlarını daha çok severdim- hala da öyle- tüm zamanlar içinde en favori tenisçim steffi graf dır. tenise en çok yakışan kadındı bence, ayrıca monica seles hırsı ve mary pierce ın sanki topa her vurduğunda incinicekmiş gibi duran hali beni etkilemiştir. şimdilerde favorilerim williams kardeşlerdir, erkeklerde ise federer dir.
3- susam sokağı: her ne kadar tam çocukluğuma denk gelmese de susam sokağı en favori gündüz kuşağı programımdı çok çok severek izlerdim ve çok da gülerdim. buna muppet show u da ekleyebiliriz.
4- martı adası: galiba ismi buydu, şimdi tam çıkaramadım ama ben ki asla korku ve gerilim filmi seyretmem, her hafta tv karşısına geçip o yaşta bu gerilim dolu diziyi seyreder ve sonra da ailecek üzerinde yorumlar yapardık
5-drakula filmleri: lojmanda otrumamız sebebi ile uydu anteni olması bence hayatımın en önemli şanslarından biri idi çünkü bu sayede çok küçük yaşta dünya kanallarını seyrederek ufkum açıldı. tabii bu maddede bahsedeceğim drakula filmlerinin ufkumla bir alakası yok ama.... neyse izmir de olmamız sebebi ile belki de ya da uydu anteni bilmiyorum yunan kanallarını seyrediyorduk et1 ve et2. her cumartesi akşamı 12 den sonra drakula filmleri olurdu ve biz annemle oturur onları izlerdik. yine hayret vericidir ki ben şu an drakula filmi filan seyredemem. en son geçen sene 28 hafta mıydı neydi o zombi filmine gittim de sonrasında 2 saat nutkum tutuldu konuşamadım.
6- bir kelime bir işlem: aslında bu yarışma annemin favorisi idi, meburen biz de seyrederdik. ayrıca pazar günleri akşamüstü olması sebebi ile çok iç karartıcı anıları hatırlatır bu yarışma ben de. biz yine de programın karşısına geçer ve soruları çözmeye çalışır, beyin jimnastiği yapardık.
ayyyy çok uzun oldu.. devamı da sonraya kalsın. yemek vaktiiiiii..
2 comments:
super bi konuya deginmişsin kardeshim ekleme yapmadan duramadim...
martı adasındaki sarışın kör kızın adada koştuğu ve martıların çığlık attığı sahne beynime kazınmıştırr..
sonra cuma gunleri kağıt bebekler vardi, ben ilkokulda sen de ortaokuldaydın sanırım... her cuma izlemeye baslayip uyuyakalırdım sonra da aglardım izleyemedim diye...
bir de girdap diye bir dizi vardı, o da cok korkunctu ya da bana oyle geliyodu....bi kuyunun içinde donup duran oyuncak bebekler vardı diye hatırlıyorum hep :)
daha sonraki yıllarda mavi ay bagimlisi olmustuk...bu konudaki en net hatıram, bi cuma aksamı annemlerin beni zorla izmir'deki bir ahbaplarına misafirlige götürmesi, misafirlerin ise bizi dışarıda yemege çıkarması ve o anda dünyamın yıkılmış olmasıdır.. butuun aksam sızlanıp bezdirmiştim herkesi eve donelim mavi ay var diyee..
takip edilen ama kotu hatırası olan bi program da trt'nin pazar eglence programlariydi...hep icim kararır düşününcee...o program başladı mı bilinir kii hafta sonu bitiyordur..ödevler birikmiştir..akşam üstünden itibaren tv karşısında ödev yapmaya çalışılınır ve sonucunda gece 02:00'de yatılır..off çok kabustuuu..
bak demek ki senin gözünden de böyle görünüyomuş o zamanki takip işi... bu yazı serisinin 2.sinde ben de kağıt bebekler ve pazar eğlence programından bahsedecektim sen bir ön değinme yapmış oldun....
****
girdap dizisini hatırladım hakkaten feci korkunçtu, mavi ay ise çok eğlenceli idi bi de şu her gün olan soap opera dedikleri türden dizileri izlerdik şimdi adını unuttum hani sam vardı kayl vardı... sam o zaman gencecik güzel bir kızdıi şimdi gossip girl de gencecik güzel bir kızın annesini oynuyo.. işte zaman böyle bi şi iiii...
Post a Comment